top of page

HIGHLIGHTED

DOSYA

Koray Soylu'nun okuyucuyu farklı disiplinlerin sınırlarını keşfetmeye davet eden yazı dizisinin ilk sayısında efsanevi Kraftwerk var.

Multimedya Pratiklerin Müzikal Kahramanları #1 Görsel ve İşitselin Kesişiminde Kraftwerk

Koray Soylu

Kraftwerk; satır başlarına sesi, teknolojiyi, tasarımı ve görsel estetiği yerleştirdiği fütüristik manifestosuyla müziğin ötesine geçenlerin eskimeyen bir ilhamı.


Düsseldorf'ta bir doğum sancısı 


Kraftwerk’ün görsel-işitsel eşsizliğini ve yankıları günümüze yayılan radikal deneyselliğini, 2. Dünya Savaşı sonrası Almanyası’nın ilk genç-yetişkin kuşağında iyiden iyiye kristalize olan ve ülkenin dört bir yanına etki eden ilham dolu sanat pratiklerinden bağımsız düşünmek zor. 


(Batı) Almanya bir yanda ABD’nin öncülüğünde tümden bir yeniden yapılanmanın içine girer ve bilhassa müzik yaratımı bağlamında durmaksınız, paket hâlinde bir kültür ithalatına maruz kalarak gittikçe coca-cola’laşırken, diğer yanda ise 60’lı yıllarda serpilerek olgunluğa erişen ve tüm bu sosyo-kültürel hegomonyanın sınır dışına yerleşen alternatif bir müzikal üretime de alan açıyordu.


Bu alanda ise, Batı’nın filtresiz etkisinden azade kalabilen; savaş sonrası Almanyası’nın bunalımlı kimlik arayışı sürecinden sıra dışı “ses vizyonları” ve sanatçı personaları devşiren besteciler/müzisyenler yetişmeye başladı. Hamburg’tan Köln’e, Berlin’den Kraftwerk’ün doğum yeri Düsseldorf ve ötesine genişleyen bu sanatçı ağında serpilen fikir ve uygulamaların izlerini avangard besteci Karlheinz Stockhausen’ın Darmstadt derslerinden Zodiak Free Arts Lab’e, akademik enstitülerden müşterek performans mekânlarına, galerilerden müzelere kadar sürmek mümkün.  


Kredi: Frähling/Kraftwerk/Getty Images


Kosmische Musik ya da popüler adıyla Krautrock janr şemsiyesi altında buluşan; rock ‘n’ roll, caz, klasik müzik, elektronik ve dahasının geçişkenliğinde cisimleşen bu yeni Alman “ses manzaraları”, deneyselliği ve deneyimselliği tekdüzeliğin ve tutuculuğun karşısına koydu. ABD kültür endüstrisinin dominant ses ipuçları yapıbozuma uğratıldı, dönem Almanyası’nın TV & radyo jingle’ı Schalager müzik reddedildi. Artık yönünü uzaya çeviren, eklektik, disiplinlerarası, in-flux bir yaratıcı maceracılık, Kraftwerk ve jenerasyonunun tanımlayıcısıydı. 


Kraftwerk, “Organisation” adıyla başladığı “üretim” yolculuğunda bu manifold entelektüel açılımın ve pratik yansımalarının tam ortasında yer aldı. Grubun kurucuları Ralf Hütter ve Florian Schneider, klasik müzik eğitimin kurumsallığı ve kuralcılığından uzaklaşırken, ilk adımlarını Düsseldorf’un oyun ve özgürlük atmosferinde, galeri ve müzelerde attı. 


Kraftwerk, müziğini ses medyasına sıkıştırılamayacak çok boyutlu bir kurgu olarak tasavvur etmeye başladığı; video ve sesin kesişiminde deneylerin yaygınlaştığı geç 60’lı yıllarda müziklerine “ses manzaraları” demeye başladı; renk ve videolarla yaptıkları denemelerini resim olarak adlandırdı. Hütter’in, “Almanya’nın sanat sahnesine sözümona müzik dünyasına olduğumuzdan çok daha yakındık.sözünde somutlaşan bu yaklaşım, 70’li yıllar boyunca içine teknolojiyi, fütürizm tahayyülerini, otamasyonu ve makineyle insan arasındaki sınırda mekik dokuyan gezintileri de alarak Kraftwerk’ü uluslararası bir fenomene dönüştürecekti.


Fotoğraf: Koh Hasebe

Ma – ki – ne A – dam – lar


“1974’te Amerika’ya gittiğimizde, o sürekli ter damlatan gitar gruplarından farklı olmak için üstümüze sıkı sıkı oturan takım elbiseler aldık. Bu imajın müziğimizle daha uyumlu olduğunu düşünüyorduk. Bizim müziğimiz yapılandırılmış ve soğuk bir müzik. Bir prova odasından değil, bir laboratuvardan geliyor.” 


- Wolfgang Flür


Kraftwerk, müziğinin miladını Autobahn albümü ve yayınlandığı 1974 yılı görüyor. Zira grup her ne kadar o yıla kadar toplam üç stüdyo albümü yayınlamış olsa da, Kraftwerk’ün muhtemelen hepimizin akıllarına kazınan imajları, mekanik sahne varlıkları ve en önemlisi de (70’ler için) fütürist vizyonları, Autobahn albümüyle gelen beklenmedik başarının sağladığı görünürlükle popülerleşti. 


1974 yılı, Kraftwerk’te davul ve yan flütünün yerini ilkel analog synthesizer’ların, aluminyum folyaya sarılı drum machine’lerin ve grubun öz üretimi sequencer’ların aldığı bir devrim ilanına sahne oldu. Klaus Dinger ve Michael Rother’ın krautrock’ın poster grubu NEU!’yu kurmak üzere gruptan ayrılışından sonra, Kraftwerk’ün alametifarikası kuarteti oluştu. Hütter, Schneider, Flür ve Bartos, Kraftwerk’ün o nevi şahsına münhasır, teknolojiden menkul müzik işçisi (musikarbeiter) ve makine-adam (mensch-maschine) performansını Almanya’dan dünyanın dört bir köşesine taşıdı. The Man-Machine (1977) albümünde konseptleştirilen “müzik işçisi” ve “makine-adam” temsilleri, Kraftwerk için ikinci bir miladı düğümledi. 



Fotoğraf: Peter Noble


1975 yılında kurdukları Kling Klang stüdyosunda, müzik yapımını ve müzisyenliği neredeyse Protestan bir etikle otomatize etmeye; kendilerini de robot imajında yeniden yaratmaya adayan Kraftwerk; çoklu medyanın imkânlarını, bütüncül bir sanatın (modern bir gesamtkunstwerk) kuşatıcı deneyimlerini araştırdı. Sovyet konstrüktivizmine göz kırpan The Man Machine’in görsel evreni sahneye taşındı; musikarbeiter ve mensch-maschine, rabotnik kelimesinde bir araya geldi, grup üyelerinin sahnedeki yerini replikaları aldı.  


Bu, Kraftwerk’ün insan-sonrası müzikal tiyatrosu; grubun işitsel uzamlarına karışan ve albüm kapaklarından konser kostümlerine uzanan görselliklerinin, neon ışıklandırmalarının ve video ekranlarının eşlikçiliğinde bol uyaranlı bir multimedya sunumuydu. Kraftwerk, müziğin ve seslerin ötesine geçmeyi başarmıştı. 


Bilgisayar, beni geleceğe ışınla


“I program my home computer

Beam myself into the future” 


- Kraftwerk, Home Computer

Kraftwerk’ün 70’ler boyunca müziğinin yanına eklemlediği görselliğin, sahne tasarım ve mizanseninin, günümüzden bakınca fazla kiç ve sade olduğu düşünülebilir. Nitekim 70’lerin Kraftwerk deneyimine entegre edilen gelecek öngörüleri, popüler kültürde, özellikle de bilim-kurgu bağlamında sıkça çiğnenen temalar: Yaratıcılığın insan merkezciliğinin tartışmaya açılışı, verimliliğin yüceltildiği üretim endüstrisi toplumlarında teknolojinin mükemmeliyet teminatı, lineer bir gelişmeciliğin set çekilemez cazibesi. 


Kraftwerk’ün hareketsiz, “vitrin” replikakaları, vokoder aracılı robotik ses manipülasyonları, video projeksiyonları, iddiasız neon ışıklandırmalarında kurdelesi kesilen ışık efektleri ve dahası, bu temaların yansımaları olarak yorumlanmaya açık. Grubunun temel etiketlerinden fütürist sıfatının önüne “retro” ekinin getirilmesinin sebebi de bu. 


Kraftwerk’ün Musique Non Stop klibinden bir kare, 1986.


Yine de onların 50 yıldan uzun görsel-işitsel yolculuğuna ve inovatif vizyonuna tümden bir retro yakıştırması yapmak adil değil. Genel kanının aksine, Kraftwerk’ün şafağı söken bilgisayar-destekli teknolojilerin ve dijitalleşmenin eğitimli tahminlerini yaptığı Home Computer (1981) albümüyle müzikal ve görsel evrenine dahil ettiği gelişmiş teknolojiler, retro tabirini yadsıyan; grubun hem müziklerini hem de multimedya deneyimlerini sürekli güncellediklerini hatırlatan yeni bir arayış süreci örneğin.


Bunun kanıtları yalnızca stüdyoya giren enstrüman olarak bilgisayarda değil; New York Institute of Technology üretimi yüz animasyon yazılımıyla hazırlanan ve grup üyelerinin 3D modellere dönüştüğü Musique Non Stop video klibinde, bir zamanların neredeyse gülünç Kraftwerk mankenlerinin yerini alan mobil robotlarda, video ekranlarını dolduran interaktif grafiklerde görülebilir. 

Ancak tüm bunların ötesinde; Kraftwerk’ün çok katmanlı, disiplinler arasında gezinen görsel-işitsel mirasını baştan sona dolaşan, grubun bütüncül ve ilerici sanat kavrayışını 21. yüzyıla açarak şaşaalı bir multimedya gösterisine dönüştüren retrospektif konser serilerine ayrı bir parantez açmak gerekiyor. 


Kraftwerk United Palace Theater’da, 2014. | Fotoğraf: Chad Batka


21. yüzyıl ve geleceğin zamanlarına


Kraftwerk’ün meşhur Kling Klang stüdyosu, 80’li yılların ortasından itibaren gittikçe daha az ziyaret edildi. 70’li yıllar boyunca grubun 7 albümünün üçünün doğum yeri olan stüdyoda, 1981’den 2003’e yalnızca 3 orijinal albümün kaydı gerçekleşti. Hütter ve Schneider, Kling Klang’in kapısından nadiren girdikleri son birkaç üç on yılda ise sık sık sahneye çıktı. Kraftwerk müzik kataloğunu kaydadeğer sayıda eklemelerle genişletmezken, sahne varlıkları ve konser auraları gittikçe zenginleşti. 


1960’yı yılların sonunda bir gün Hans Mayer Galerisi, diğer bir gün Kunsthalle Müzesi’nde sahneye çıkan ve kendilerini müzik dünyasından çok sanat dünyasına yakın hisseden; sonrasında bir müzik işçisi ve makine-adam olan, müzikte teknolojiyi ve teknolojide kuşatıcı bir yaratıcılığı keşfeden Kraftwerk, yıllardır güncelleye güncelleye uygulamaya koyduğu ideallerini tüm gösterişliliğiyle 21. yüzyılda bir araya getirdi.


Kraftwerk MoMA’da, Retrospective 12345678 kapsamında sahnede, 2012 | Fotoğraf: Todd Heisler


Öncelikle Minimum-Maximum, ardından da grubun derin diskografisini sırasıyla Autobahn’dan Tour de France’a (2003) sahneye taşıyan 3-D: The Catalogue turneleri; MoMA’dan Tate Modern’e, Guggenheim Müzesi’nden Fondation Louis Vuitton’a yayıldı. Kraftwerk’ün festival ana sahnelerinden ve alelade konser dekorundan uzakta; bir müzik grubundan çok hi-tech bir performans ansamblına dönüştüğü şovları, daima disiplinlerin sınırlarını bulanıklaştıran bir görsel-işitsel mirasın onaylanması gibiydi. 

LED ışıklandırmalı neopren kostümleri içinde 4 adam, görsel katologlarından derleme 3D imajların doldurduğu, doğaçlama mekân seslerinin makine müziklerine karıştığı bir  sahne ve ses tasarımı kesişiminde, yarım yüzyılı devirmenin eşiğinde bir grup olarak yeni bir fütürist spektro yaratmayı başarıyordu. Düsseldorf’tan binlerce kilometro uzakta ve geç 60’ların onlarca yıl ilerisinde, ancak yine de ait hissettikleri yer olan sanat dünyasının çatısı altında Kraftwerk, ilhamı ebedi vizyonlarının son modelinin lansmanını yapıyordu.


“Müzik, video, resim, çizim, konuşma ve söz yazarlığı gibi başka başka boyutlar içinde yaratmak istiyoruz; sınırsızca ve kısıtlanmadan…”


- Ralf Hütter



Bize Ulaşın

bottom of page