HIGHLIGHTED
YORUM
Deniz Özgültekin, multidisipliner sanatçı Kaan Tanhan’ın ilk kişisel sergisi Vizör'ü Piksel.Bülten okurları için ziyaret ediyor.
Okudum, Anladım, Kabul Ediyorum: Vizör
Deniz Özgültekin
Tüm çerezleri kabul et. Okudum, Anladım, Kabul ediyorum. Kullanım koşullarını okudum. Gündelik bir eylem olarak işaretlenen kutucuklar rızamızı almış görünüyor. Kaan Tanhan’ın Galeri/Miz’de Öykü Demirci Bacanakgil küratörlüğünde gerçekleşen Vizör sergisi teknolojiyi bir gözetleme aracı olarak ele alıyor.
Kaan Tanhan, Vizör, 2024 (Fotoğraflar sanatçının ve Galeri/Miz'in izniyle)
Vizör (isim, fr. Viseur): Kamera, fotoğraf makinesi ve dürbünde bulunan, görüntüyü tam sınırlarıyla kesmeden veya taşırmadan alabilmeyi sağlayan düzenek.
Google her ay haritalar uygulaması sayesinde hangi konumlarda ne kadar bulunduğumu bana gösteren bir e-posta gönderiyor. Bunu yapabilmesini garipsemiyorum. Aksine, Google gibi devasa bir şirketin GPS teknolojisine sahip olmasının haber değeri taşıdığını bile düşünmüyorum. Bu e-postanın yarattığı huzursuzluğun asıl sebebi, telefonuma indirdiğim ya da kullandığım bir harita uygulaması olmamasıydı. Her gün nereye gittiğimi, ne kadar vakit geçirdiğimi ben söylemeden bilen bir uygulamaya karşı savunmasız hissetmek kaçınılmaz. Şayet Vizör görme eylemini gerçekleştiren parça ise, telefonumda trilyon dolarlık bir şirketin vizörünü gezdiriyorum demektir. Hareketlerimi gözlemleyen bu vizör normalde bir kesişim anlamına da geliyor. Gözlemleyen ile gözlemlenen arasında bir köprü görevi kuruyor. Savunmasızlık hissi bir yerde dursun, bu köprünün kurulması doğrudan gözlemlenenin inisiyatifinde olduğu için bir kudret de atfediyor. Gözlemleniyor olmak pasif ve düşük bir konumda olmaya işaret etse de bu konumdaki kişi bütün süreci başlatma veya inisiyatifine sahip olduğu için tamamen mağdur olmuyor. Mağduriyet, bu ilişkide bir çelişkiyi içinde barındırıyor. Bir yandan kabul edilen çerezler, girilen internet siteleri, kullanılan uygulamalar kendi içlerinde kullanıcısının rızasını almış oluyor. Ancak bu rıza çoğu zaman içeriği kapatan pop-up ekranlar ya da uygulamayı kullanmak için kabul edilmek zorunda olunan metinlerle alınıyor. Dolayısıyla kullanıcının asıl kabul ettiği şey cihazlarını birer vizöre çevirmek değil içeriğe erişim sağlamak.
Kaan Tanhan, Vizör, 2024 (Fotoğraflar sanatçının ve Galeri/Miz'in izniyle)
Bu çelişkinin izini Kaan Tanhan’ın işlerinde sürmek de mümkün. Sanatçı işlerinde izleyici ile teknolojinin vizör aracılığıyla etkileşime geçmesini sağlıyor. Sergideki işler izleyici karşısına geçtiğinde yaptığı hareketlere ya da izleyicinin siluetine yanıt verecek şekilde kurgulanmış. Tanhan’ın işleri, sergilendikleri bağlamın oldukça farkında bir şekilde izleyiciyi gözetliyor. Sergide kurulan gözetleme düzenekleri birer kurmaca niteliğinde. İşler gözetlediği, gözetlerken elde ettiği görüntüleri başka görüntülere halinde izleyiciye sunuyor. Ortaya çıkan yeni görüntüler ekranlarda mevcut olan başka görüntülerin bozulması ya da değişmesiyle oluşuyor. Gözlenen kişi, kendi gölgesini seyredebiliyor. Bu durum veri toplama aşamasını gizli ve izleyicinin rızasını örtülü yollardan alan bir şekilde yapmak yerine şeffaflığı önceliyor. Tanhan işlerinin beyaz küpün içinde sergilendiğinin farkında. Bu sayede ortaya çıkan gözetlenme hali kontrollü bir ortamda gerçekleştirilmiş alaycı bir parodiye dönüşüyor. Alaya alınan gözetleme pratiği ise naifçe karikatürleştirilemeyecek kadar hayatlarımızın içinde.
Kaan Tanhan, Vizör, 2024 (Fotoğraflar sanatçının ve Galeri/Miz'in izniyle)
Bütün ürkütücülüğünden arındırılan vizörler galerinin içindeki yerleştirmeyle sadece olumsuz anlamlarını kaybetmiyorlar. Bu kameralar ve ekranlar artık asayişi sağlamak için de kullanılamaz durumda. Buradan hareketle sanatın konumuna dair bir okuma yapmak mümkün. Teknoloji, özellikle gözetleme teknolojileri, güvenlik için hayati önem taşıyor. Güvenlik oldukça esnek bir tanım. İdeolojik olarak yeniden tanımlanabilir, rejimlerin sertleşmesi için araçsallaşabilir. Ordulardan özel şirketlere güvenlikle alakalı çalışan her yapı teknolojiyi etkili kullanıyor ve gelişmeleri yakından takip ediyor. Galeri mekânında ise bu durum da tersine çevrilmiş halde: gelişmiş teknoloji gözetleme pratiğini bir parodi olarak kullanırken gerçek güvenlik Tanhan’ın kullandığından daha basit bir teknolojiyle sağlanıyor. Yani güvenlik bu defa gelişmiş teknolojiden ziyade basit ve kullanılabilir olan ile tesis ediliyor.
Bir diğer yandan Tanhan gözetlediği ve siluetini işlerine yansıttığı izleyiciyle konuşmaktan çekinmiyor. İşlerinde izleyicinin hareket etmesini, çeşitli mimikler yaparak ekranların karşısına geçmesini istiyor. Serginin gözetleme teması ve küratör Öykü Demirci Bacanakgil’in metninde yaptığı Orwell alıntılarıyla birleşince işlerin isteklerini yerine getirmek militarist birer jeste dönüşüyor. Böylelikle izleyicinin tamamen kendi isteğiyle yaptığı hareketler izleyiciyi emirleri takip ettiği bir noktaya getiriyor. Güvenlik teknolojileri bu kadar ilerlemiş, kötülük gün geçtikçe sıradanlaşırken emirleri takip etmek beyaz küpün korunaklı alanına bir tekinsizlik sokmakla sonuçlanıyor. Emirleri takip eden izleyici hareketlerinin oldukça zararsız sonuçlarıyla yüzleşmekten çekinmiyor. Fakat izleyicinin çeşitli vizörler aracılığıyla takip edilmesini, gözlemlenmesini ve devasa veri setlerinin bir parçasını oluşturmasını sağlayan ilişki Galeri/Miz duvarları arasında yeniden üretiliyor. İçeriğe ulaşmak için onay verilen çerezler teknoloji devleri tarafından demokratik seçimlerin sonuçlarını etkilemek üzere satışa çıkarılıyor ya da işgal altındaki topraklarda halkı denetim altında tutmaya yarayabiliyor. Tanhan’ın kurduğu parodi ise bu ilişkiyi alaycı ve masumane bir ekosistemde yeniden üretiyor. Sergide izlenen, pasif konumunun farkında olsa da bunu değiştirmek için bir şey yapmayarak varlığını sürdürdüğü takdirde emir almaya mahkûm kalıyor.